İşte onu diyor ya herkes.
Tavşan satılmıyor. Piliç zor
satılıyor. Bir sürü rakip var. Fiyat tabanda. Et satılmıyor. Pahalı.
Piknik yerlerindeki mangallara bir bakın. 20 tavuk mangalına bir et
mangalı düşüyor tüm illerde kesin sonuçlar.
Zaten satılan şeyler
zor satılıyor. Bu durum yılan etini çok satarsınız gibi bir tavsiye
değil tabi ki. Bilemem. Satmayı tasarlayan düşünsün.
Tek bildiğim en fakir ülkelerde bile temel şeylere verecek para yokken, fantazi şeylerin piyasası pek durmaz.
Asgari
ücretle geçiniyordur ama 5 değil 7 liralık sigara alır. Yaygındır bu
hareket. Sigarayı toptan bırakıp ayda 100-200 kara geçmeyi hesap etse
de uygulayamaz insanlar. Kendi kendisinin esiridir. Bilinç altı
yönetir o vatandaşı. Bilinç üstü çaresizdir. Yaptığı akılsızlıklara
lanet okur ama devam eder.
Günde üç öğün sağlam yemek yer. Ama
göbekten kurtulmak için 15 liralık haplardan medet umar. Bilinç üstü bu
hapla bu işin asla olmayacağını söylese de, iki gün sonra bu hapı bile
içmekten vazgeçeceğini bağırsa da bilinç altı bir mucize olacak diye bu
hapı aldırır kişiye. Hap, bu "bilinçsiz, bilinç altları" yüzünden
satılmaya devam eder. Parayı spor ayakkabısı ve eşofmana harcamaz,
yemeği azaltıp koşu yapmaya çıkmaz. Çünkü zordur. 300 lira harcanacak
ve 1-2 saat yollarda koşulacak ve bu iş günlerce düzenli
sürdürülecektir. Üstelik yemek azaltılacaktır. Bilinç altı, bilincin üstüyle
öyle bir savaşa girerki hayatınız kararır. Vazgeçip, 15 liraya ayağınıza
kolayca gelen cebinizin hiç hissetmeyeceği hapı alırsınız.
Yılan
etine güzel bir ambalaj ve güzel bir hikaye bulun. Satışı kolay bir
hale getirin. Mesela kurusunu,
ekstresini, tozunu satın. İzin alması
kolay olan şeklini seçin yani. Gençlik, esneklik, manyetik çekim vs.
güzel bir hikaye yazın. Zaten satılacak şey bu hikaye. Yılan
üzerinden.
Eskiden kovboylu sigara reklamları vardı.
Cebecideki öğrenci kahvelerinde bu sigarayı içen öğrencilerin koltukları
kabartılırdı. Sigaracılar cafelerde bedava sigara dağıtırdı. O bedava
sigaraya hedef olan kişi kendini çok onurlandırılmış hissederdi.
Bendeki karizmayı gördüler diye düşünürdü. Çünkü reklamlar bunu
pompalardı.
Şimdi kara perdeler altında kaldılar. Ama hala o
reklam havasının izleri var. Devenin macera karizması. Kovboyun
sarsılmaz kişilik karizması. Hala sürüyor.
"Param var. Bu
yüzden kovboy içiyorum." İçen bu mesajı vermiyor mu ? Derdi ne bu
sigara diğerlerinden çok mu farklı tatta ? Boşa harcayacak parası mı
var ? İnanın yok. Ama etrafına mesaj verme kaygısı var. Hem sigarayı
bırakamıyor hem de mesaj kaygısı çok güçlü. Belki sigarayı sırf mesaj
kaygısı yüzünden bırakamıyor bile olabilir.
Kozmetik ürünlerine
bir bakın. Eczaneden alınacak herhangi bir epitalizan merhem tüm
tedavi edici gençleştirici kozmetiğin yerini rahatca alır. Cildinizi
nemli tutun, kurutmayın, arada bir hafif masaj yapın yeterlidir.
Yeterince mutlu iseniz, kanınız damarlarınızda sağlıklı şekilde
dolaşıyorsa yeterince güzelsinizdir. Hiç bir krem sizi daha güzel
yapamaz. Ama bu bir zaaftir. Büyük bir vaaddir.
"Sür daha güzel ol."
"Bunu
dev fabrikalarda yaptık. Bir sürü kadında denedik. Hepimiz uzmanız" "
Bizden daha çok biliyor olamazsın teslim ol ve satın al. "
İpin
ucu kaçar bir süre sonra. " Bir gece kremi alacağım. Ben pek kullanmam
zaten. Geceleri uyurken kuruyor da cildim onun için." derler.
Oysa bilinç altları bütün maaşı veya bütün harçlığı kremden geçirmek istiyordur çılgınca hepsinden satın almak istiyordur.
Gece
kremi, gündüz kremi, sabah kalkınca kremi, öğlen toniği, gençleştirici
likit, göz altı yağı, akne losyonu, kırışık önleyici krem . . . diye
devam eder. Sanıyorum ürünlere isim bulmak, prosepektüs yazmak için ayrıca
birimleri var, yazarlığı güçlü kişileri istihdam ediyorlar. Ambalaj
tasarımı da ayrı bir birimdir mutlaka bu sektörde. Sırf cam şişesi için
alınır bazıları. Kutusu üzerindeki resim gençleştirir zaten bayanı. O
şaheşer ambalaj içindeki ürün işe yaramıyor olabilir mi hiç. Jaguar XF
ye binen adamın boyunun uzadığı gibi.
Aziz Nesin' in bir
"Namus Gazı" hikayesi vardı. Aynısı değil ama aynı, esir olunan
bilinçsizliğin hikayesi. Bu yazarı sevmiyorsanız bile bulun okuyun.
Çok güzel anlatır bu konuyu.
İşte insanlara bu gazı satacaksınız. Ürün bir araç. Gerçek hayatta, bilinç dünyasında ürün sadece bir gazdan ibaret.
Ama sakın yanlış bir mesaj almayın burada ;
Ürün
sahte değil gerçekten adı geçen ürün olacak ambalajın içinde.
Dediklerini yapmaya yönelik bir çalışmadan geçecek. Ama bunu hiç bir
zaman gerçekten yapma şansı olmayacak. Sarımsak gibi, yüksek tansiyonu
düşürsün diye yer bazı insanlar. Ama tansiyon yüksekliği vücudun bir
tepkisidir. Yanlış, arızalı bir şeyler var demektir. Sarımsak bir an
için düşürsede çözüm değildir. İnsanın kendini rahatlatması hatta belki
kandırmasıdır. Yani ürün iddia ettiği konuda bir şeyler yapmalıdır.
Ama gereken bin adımsa ise belki sadece bir adım yapabiliyordur. Bu bile
yeterlidir. Gerçek ürün, dürüst ürün olma konusunda !
Hani
adamın biri bir memleketin havasını şişelere doldurup pazara sunmuş ya.
Şişedeki havadan bir nefes çekmek ve bu işe 10 lira vermek. İnsanoğlu
yapar bunu.
Biri satışını yapar bir sürü insan da alır büyük bir mutlulukla. O biri siz olun. Ürün ne kadar saçma da olsa yasal olun.
18/05/2012 21 : 34 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder