Ünlü Fortune dergisinin 17 Eylül sayısındaki (s. 23) haberin başlığı
böyleydi.
Son iki yılda Kanada, yabancı ülke yatırımcılarının işgaline
uğramış, ülkenin en büyük, en ünlü ve en eski özel şirketleri,
yabancılara satılmıştı:
Bunların çoğu, dünya ölçeğinde ün yapmış büyük
şirketlerdi. Ülkenin en eski ve en büyük perakende zinciri
Hudson's Bay
mağazaları, 1.5 milyar dolara Amerikalı bir yatırımcıya satılmıştı.
Ülkemizde de önemli yatırımları olan Dört Mevsim Oteller Zinciri (Four
Seasons Hotels), 3.8 milyar dolara Suudi Arabistan Krallık Holdingine
satılmıştı. Satışların en büyüğü Kanada'nın en büyük şirketlerinden
Alcan Alüminyum idi. Alcan Alüminyum 38.1 milyar dolara bir İngiliz
yatırımcıya satılmıştı.
Kanada'nın en büyük şarap üreticisi Vincor
International, dünyada ün yapmış markalarıyla, ABD yatırımcılarının
elinde kalmıştı. Satılanlar arasında 17.6 milyar dolara Brezilyalı bir
şirkete devredilen dünyanın en büyük nikel madeni üreticilerinden Inco
ile 17.3 milyar dolara İsviçreli bir yatırımcıya satılan ikinci büyük
nikel üreticisi Falconbridge de vardı.
Ülkenin üç çelik üreticisi de
dünya çelik devleri tarafından yutulmuş, ülkede çelik üreticisi milli
özel şirket kalmamıştı. Özetlemek gerekirse, 2007'nin ilk yedi ayında,
yabancılara satılan özel şirketler karşılığında Kanada 154.8 milyar
dolar gelir elde etmişti. Bu tutar, 2006'nın tümünde yabancılara şirket
satışlarından elde edilmiş olan 105.5 milyar dolardan 45.5 milyar dolar
fazla idi. Hükümet, bu sonucun, Kanada ekonomisine duyulan güvenden
kaynaklandığını söylüyordu.
Bununla birlikte, ülkenin en büyük
yatırım bankalarından biri bu görüşü eleştirmekteydi. Bu yatırım
bankası, üç büyük gazeteye tam sayfalık ilanlar vermiş, Kanada özel
kesimini ve hükümeti suçlamaktaydı. İlanlara göre Kanada özel kesim
işletmeleri ve sivil toplum kuruluşları, yabancı yatırımcıların bu
hücumu ile savaşmıyorlar ve ülkelerine zarar veriyorlardı: 'Kanada
böylece, ülkesindeki büyük şirket yönetim merkezlerini ve birçok
alandaki üretim liderliğini yitirmekteydi.' Bu yatırım bankası ve
yöneticileri, halkın önemli bir kısmı ve uzmanlarından büyük destek
görmekteydi.
Son günlerde bu konu, iktidar ile muhalefet arasındaki
en önemli sorun haline gelmişti. Muhalefet, hükümeti, özel kesim
işletmelerine sahip çıkmamakla suçlamaktaydı. Bir muhalefet lideri, "Tüm
dünya, özel şirketlerimize neden sahip çıkmadığımızı ve milli
çıkarlarımızı neden korumadığımızı görerek bizi şaşkınlıkla seyrediyor"
diyordu. Ülkenin en büyük sendika liderlerinden biri kaygılıydı: "Tüm
sanayi üretim yeteneğimizi yitiriyoruz. 2007'nin sonunda ülkemizde çelik
üreticisi kalmayacak" diyordu.
Muhalefet ve halkın önemli bir
kısmının karşı çıktığı, yabancı özel şirketlere satılan bu şirketlerin
tümü de özel kesim işletmeleriydi.
Kanada'daki bu siyasal
tartışmanın bizim için önemi vardır. Kanada'daki muhalefet, özel
şirketlerinin yabancıya satışından yakınmaktadır.
Oysa, bizim
ekonomi yönetimi, devlet mülkiyetindeki büyük işletmelerimizi
yabancılara 'pazarlamakla' uğraşmaktadır. İktidar, bazıları tekel
gücünde olan büyük devlet işletmelerimizi 'sata sata bitirememekten'
yakınırken, bizim muhalefetin fazla sesi çıkmıyor.
Radikal
21/07/2008 : 18:30:01 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder